Muhsin Kızılkaya, bu biyografik romanda en yakın arkadaşı Yılmaz Erdoğan'ın Hakkari'den İstanbul'a yani şöhrete uzanan hikayesini anlatıyor. Onun aşklarını, özlemlerini, hayallerini, hayatındaki önemli kişileri, yetiştiği çevreyi...
“1985 yılının bir Eylül günü, Kocamustafapaşa'daki evimizin kapısı ürkekçe çalındı. Gelen Yılmaz Erdoğan adında bir çocuktu.“
-Muhsin Kızılkaya-
“Parasızdık. Kimde varsa ondan harcıyorduk. Kirliydik, ter kokuyorduk. Ülke sorunlarını konuşarak sevişmelere yol açıyorduk. Ülkemizi ve tenlerimizi seviyorduk. Beyaz çarşafların üstündeki lekeler, aşklarımızın haritasıydı.
Tarihi geçmiş gazetelerin üstüne seriyorduk neyimiz varsa. Kitaplarımızı, parasızlığımızı, sevdalarımızı, türkülerimizi...
Sonra söndürdük sigaralarımızı ekonomi sayfasının hiç okumadığımız bir köşesine, ayrıldık...
Yürüdü zaman sevdasızlığımızın üstüne...Unuttuk!
Şimdi sonunu bildiğimiz sevişmelere başlamıyoruz artık. Koku bizi uzaklaştırıyor, kokularımız birbirine düşman. Hijyene önem veriyoruz ve çarşaflarımız sakız gibi.
O güzelim lekeler, yüreklerimizde kaldı.“
-Yılmaz Erdoğan-
(Tanıtım Bülteninden)
Muhsin Kızılkaya, bu biyografik romanda en yakın arkadaşı Yılmaz Erdoğan'ın Hakkari'den İstanbul'a yani şöhrete uzanan hikayesini anlatıyor. Onun aşklarını, özlemlerini, hayallerini, hayatındaki önemli kişileri, yetiştiği çevreyi...
“1985 yılının bir Eylül günü, Kocamustafapaşa'daki evimizin kapısı ürkekçe çalındı. Gelen Yılmaz Erdoğan adında bir çocuktu.“
-Muhsin Kızılkaya-
“Parasızdık. Kimde varsa ondan harcıyorduk. Kirliydik, ter kokuyorduk. Ülke sorunlarını konuşarak sevişmelere yol açıyorduk. Ülkemizi ve tenlerimizi seviyorduk. Beyaz çarşafların üstündeki lekeler, aşklarımızın haritasıydı.
Tarihi geçmiş gazetelerin üstüne seriyorduk neyimiz varsa. Kitaplarımızı, parasızlığımızı, sevdalarımızı, türkülerimizi...
Sonra söndürdük sigaralarımızı ekonomi sayfasının hiç okumadığımız bir köşesine, ayrıldık...
Yürüdü zaman sevdasızlığımızın üstüne...Unuttuk!
Şimdi sonunu bildiğimiz sevişmelere başlamıyoruz artık. Koku bizi uzaklaştırıyor, kokularımız birbirine düşman. Hijyene önem veriyoruz ve çarşaflarımız sakız gibi.
O güzelim lekeler, yüreklerimizde kaldı.“
-Yılmaz Erdoğan-
(Tanıtım Bülteninden)